SON SAYI : Din ve İnsan Dergisi

SAYI : 2

TARİH : 2022

İSTATİSTİKLER

SON SAYI : Din ve İnsan Dergisi

SAYI : 2

TARİH : 2022

Bu makalede, rasyonel düşünce ile dil arasındaki ilişki, belirleyicilik açısından ele alınmaktadır. Bu ilişkide belirleyici unsur olarak rasyonel düşünceyi kabul edenlerle, dili kabul edenlerin görüşleri, genel hatları ile ortaya konulmaktadır. Ayrıca bu durum hem Batı düşüncesi hem de İslam düşüncesi bağlamında değerlendirilmektedir.

MAKALELER

Aphrodisiaslı Aleksander'ın Tümellere Dair Görüşleri

Aleksander'ın tümeller hakkındaki fikirlerinin Batı felsefesi tarihinde oldukça önemli olduğu görülmektedir. Boethius, Porphyry?nin Isago-ge?si1 üzerine [yazdığı] ikinci şerhinde, tümeller problemine yönelik, kavrayabildiği ölçüde, kendi çözümünü ortaya koyarken Aleksander?ın yaklaşımını benimsemekte olduğunu ileri sürer. Eğer doğruysa, bu de-mek oluyor ki, mesele hakkında [fikir beyan eden] bütün Orta Çağ batı düşünürleri için locus classicus esasında Aleksander?ın öğretisinin yal-nızca bir yorumudur. Dahası, birazdan ifade edeceğim gibi, onun görüş-lerinin yaklaşık 900?lerden itibaren Arap çevrelerinde etkili olduğunu düşünmek için iyi bir sebep vardır. O [görüşlere ilgiyi] özelde İbn Sina çekmiş olabilir. Eğer öyleyse, demek ki geç Orta Çağ batı düşüncesi Aleksandercı doktrinin ikinci bir dozunu dolaylı da olsa, yazıları, özel-likle Metafizik ya da İlk Felsefe?si Avrupa?da 1160?lardan itibaren bilin-meye başladığında İranlı büyük tabipten almış olmaktadır.

  • Yazarlar : Hasan AKKANAT

    Sayfa No : 24

    Anahtar Kelimeler : A p h r o d i s i a s l ı A l e k s a n d e r ' ı n T ü m e l l e r e D a i r G ö r ü ş l e r i

GÖRÜNTÜLE

Dinî Açıdan Gebelik, Doğum ve Lohusalık Süreçleri

Gebelikte bebeğini zahmetle taşıyan, sancıyla dünyaya getiren, şefkatle kollarının arasına alan bir anne âdeta bebeğiyle yeniden dünyaya gelmenin hafifliğini, huzur ve mutluluğunu yaşamaktadır. Doğum, bir kadının yaşayabi-leceği en güzel ve anlamlı tecrübedir. Yersiz korkular ve gereksiz müdahaleler kadını bu mucizevi tecrübeden, bu bilgelik öğretisinden mahrum bırakmamalı-dır. Yaşanan sancılar bebeğin ailesine, ailenin ve özellikle annenin de bebeğine kavuşmasının habercisidir. Sezaryen ise bir talep ve tercih konusu değil olağan dışı bir durumda başvurulacak hayat kurtarma operasyonu olarak görülmelidir.\r\nCesaret ve güven verici bir hekim-gebe ilişkisinin tesis edilmesi, ebelik sistemi-nin geliştirmesi, hastanelerde gebenin kendisini evindeymiş gibi hissedeceği şekilde ve mahremiyet ihtiyacını karşılayacak biçimde sakin ortamların hazır-lanması, kadınların normal doğum mucizesini yaşayabilmesi ve isteğe bağlı sezaryenin bedelini gelecek nesillerin ödememesi için gerekli tedbirlerin alın-ması büyük önem taşımaktadır.

  • Yazarlar : Ülfet GÖRGÜLÜ

    Sayfa No : 9

    Anahtar Kelimeler : A n n e , G e b e l i k , D o ğ u m , Y e n i D o ğ a n , L o h u s a l ı k .

GÖRÜNTÜLE

Ahlaki Bir Beslenme Tercihi Olarak Vejetaryenizmin Tarih-sel Gelişimi ve Felsefi Temelleri

Vejetaryen beslenme pratikleri binlerce yıldır insanlık tarihinde yer bul-maktadır. Bu pratiklerin lakto-vejetaryenlik, ovo-vejetaryenlik, pesketaryenlik gibi çeşitli türleri mevcuttur. Bununla birlikte bütün vejetaryen diyetlerde stan-dart olmamakla birlikte bir şekilde hepsi etik, dini, çevreci veya tıbbi bir veya birden fazla gerekçeye dayanmaktadır. Antik çağlardan beri de kronolojik sıra-sıyla öncelikle dinler sonra felsefi akımlar içerisinde çoğunlukla birbirine girift motivasyonlarla bu diyetler uygulanmıştır. Tarihsel olarak vejetaryenizm antik, modern ve çağdaş dönem olmak üzere üç tarih aralığında incelenebilir. Antik dönemde vejetaryenizmin ahlak felsefesi bağlamında tartışılması kısmen Antik Yunan?da karşımıza çıkmaktadır. Bu tartışmalar dönemde ele alınan konular gereği modern vejetaryenizm savunularından pek çok açıdan farklı görünmek-tedir. Bu dönemden 17. yüzyıla kadar geçen süreçte alandaki felsefi üretimin neredeyse yalnızca hayvanların ontolojisi başlığıyla kısıtlı olduğunu ve hayvan-lara karşı ahlaki sorumluluğumuza dair fikirlerin çok sesli olmadığını görmek-teyiz. Bu dönem aralığında vejetaryen fikirler mevcut olmakla birlikte sistema-tik bir savunusu da mevcut değildir. Zaten esas tartışmalar modern dönemde hız kazanmış, 17. ve 20. yüzyıllar arasında akademik ve toplumsal alanda kendi-sine yer bulmaya başlamıştır. Çeşitli vejetaryen edebiyatçılar ve düşünürlerce vejetaryenlik fikrinin savunusu gündeme gelmeye başlamış, büyük ahlak filo-zofları tarafından bilimsel gelişmelerin de katkısıyla hayvanlar hakkında farklı yaklaşımlar dile getirilmeye başlanmıştır. Modern dönemde felsefi literatürde artan çeşitlilik, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra vejetaryen literatürün en zengin dönemi olan çağdaş dönemin oluşumuna kaynaklık etmiş, özellikle analitik filozofların etik bağlamda konuyu ele almalarıyla alanda bu zamana kadarki en büyük eserler meydana gelmiştir. Çalışmalar özellikle hayvan hakları ve veganizm bağlamında hala hız kesmeden devam etmektedir. Bizim çalışma-mızda@@ yalnızca bir diyet pratiği değil, aynı zamanda dinlerden bağımsız olarak felsefi literatürde tartışılmış bir ahlaki duruş olarak vejetaryenizmin bu tarihsel gelişimi kronolojik olarak incelenecek olup, bu esnada felsefi pozisyonlar da tanıtılmaya çalışılacaktır.

  • Yazarlar : Bilal OĞUZ

    Sayfa No : 21

    Anahtar Kelimeler : A h l a k F e l s e f e s i , P r a t i k E t i k , V e j e t a r y e n i z m , H a y v a n Ö z - g ü r l e ş m e s i , H a y v a n H a k l a r ı .

GÖRÜNTÜLE

Rağıp el-İsfahani Özelinde On Kur?an Kelimesinin İşlenişi, Farklı Kur?an Sözlükleriyle Karşılaştırılması Ve Türkçe Me-allere Yansıması Üzerine

Kaleme alınan bu çalışmada, Rağıp el-İsfahani?nin el Müfredat adlı eserinde Kur?an?da geçen bazı kelimelerin ele alınış biçimi incelenmekte ve elde edilen veriler, iki Kur?an sözlüğü ile üç Türkçe mealle karşılaştırılmaktadır. Bu çalışma için on Kur?an kelimesi belirlenmiştir. Bunlar@@ ??? , ??? ??? , ??? , ??? , ??? , ??? , ??? ,??? , ??? kelimeleridir. Rağıp el-İsfahani?nin el Müfredat adlı eserinde incelenen bu kelimeler daha sonra Dâmegâni?nin el Vücuh ve?n- Nezair?i ile İbnü?l Cev-zi?nin Nüzhetül A?yüni?n- Nevazir fi İlmi?l- Vücuh-i ve?n- Nezair adlı eserleriyle mukayese edilmektedir. Çalışmanın diğer bir yönünü teşkil eden Türkçe meal-ler ise@@ Hasan Basri Çantay?ın Kur?ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerim, Süleyman Ateş?in Kur?ân-ı Kerim ve Yüce Meâli, ve Diyanet İşleri Başkanlığı?nın hazırlamış olduğu Kur?ân Yolu Meali?dir. Yukarıda zikrettiğimiz Kur?an kelimeleri, öncelikle el Müfredat adlı eserde incelenmiş ve sözlük anlamlarıyla birlikte cahiliye döne-mindeki kullanımlarına, ayetlerde geçen anlamlarına yer verilmiştir. Ardından sözü edilen diğer vücuh ve nezair eserleriyle karşılaştırmalar yapılmış, eserlerin kelimeleri ele alış biçimlerindeki farklar, verilen anlamlardaki ortak yönler veya farklı yönler ile ayetlerde bu kelimelerin kullanımı tespit edilerek ortaya kon-maya çalışılmıştır. Vücuh ve Nezair eserlerindeki bu karşılaştırmalı tespitlerden sonra seçilen üç farklı meale bu anlamların ne derece yansıyıp yansımadığı incelenmiştir. Son olarak genel bir değerlendirme yapılmış ve Kur?an?da geçen ??? , ??? ??? , ??? , ??? , ??? , ??? , ??? , ??? , ??? kelimelerinin altı farklı eserde nasıl yorumlandığı ve Türkçe meallere nasıl aktarıldığı ortaya konmaya çalışılmıştır.

  • Yazarlar : Bilal ARSLAN

    Sayfa No : 20

    Anahtar Kelimeler : T e f s i r , K u r ' a n K e l i m e l e r i , V ü c u h v e N e z a i r , A n l a m , M e a l .

GÖRÜNTÜLE

Çocuklarımıza Allah'ı Nasıl Anlatalım?

\Çocuklarımıza Allah'ı Nasıl Anlatalım?\ ismini taşıyan kitap Prof. Dr. Mehmet Emin Ay tarafından yazılmıştır. Eser, bir yüksek lisans tezi olarak hazırlanıp basılmış ve ilerleyen yıllarda yoğun talep görmesi sebebiyle genişletilerek, resimlerle zenginleştirilmiştir. 2020 yılı itiba-riyle 39. baskısı yapılan kitap toplam doksan iki sayfadan oluşmaktadır. Yalın, akıcı bir üslupla kaleme alınan ve her yaştan okuyucuya hitap eden eserde İslam?da çocuğun değerine, eğitimine ve gelişimine dikkat çekilmektedir.

  • Yazarlar : Şeymanur Karakaya

    Sayfa No : 4

    Anahtar Kelimeler : Ç o c u k l a r ı m ı z a A l l a h ' ı N a s ı l A n l a t a l ı m ?

GÖRÜNTÜLE

İnsan Doğası

Kendinden önce gelen çocuk psikanalistlerinden farklı olarak çocuk hekimliği kökenli olan Winnicott çalışmalarında, annesiz bir bebeğin tahayyül dahi edilemeyeceğini öne sürerek, bireyin gelişiminde anne faktörü ve ayrıca çevre etkenlerinin önemini vurgulamıştır.

  • Yazarlar : Fatma Coşkun

    Sayfa No : 12

    Anahtar Kelimeler : K e n d i n d e n ö n c e g e l e n ç o c u k p s i k a n a l i s t l e r i n d e n f a r k l ı o l a r a k ç o c u k h e k i m l i ğ i k ö k e n l i o l a n W i n n i c o t t ç a l ı ş m a l a r ı n d a , a n n e s i z b i r b e b e ğ i n t a h a y y ü l d a h i e d i l e m e y e c e ğ i n i ö n e s ü r e r e k , b i r e y i n g e l i ş i m i n d e a n n e f a k t ö r ü v e a y r ı c a ç e v r e e t k e n l e r i n i n ö n e m i n i v u r g u l a m ı ş t ı r .

GÖRÜNTÜLE